Merhabalar değerli Ofiste Bugün okuyucuları. Bu yazımda biraz İngilizce üzerine konuşmak istiyorum sizlerle.

İngilizce öğrenmeyi ders olarak ilk defa 4. Sınıfta başladık sanırım. Üzerinden bir ortaokul, lise, üniversite hazırlık geçmiş.

Tam 10 yıl bilfiil bir dille haşır neşir olmuşum. Ama sonuçta bugün geldiğim süreçte elde var ne yazık ki 0.

Sanırım çoğumuzda durum aynı. Uzun yıllar öğrenmek adına haşır neşir olsak da yıllar sonra elde var hep 0.

Çocukluk Travması

Herkes İngilizce nasıl öğrenilir, neler yapmalı konusunda bir şeyler anlatıyor. Büyük ihtimal faydalı tavsiyelerdir ancak öğrenme konusu herkeste aynı olmadığı için asıl noktaya temas edilmediğini düşünüyorum.

İngilizce resmen bizde bir çocukluk travması ve bu konuda ilerleyebilmek için sanırım ilk bu travmayla yüzleşmek oradaki sorunu anlamak gerekecek.

Bu yüzleşme herkeste farklı olabilir elbette. Çeşitli nedenlerden bu dili ve diğer dilleri öğrenme konusunda zorlanıyor olabilirsiniz.

Ben kendi travmamdan bahsedeceğim. Belki aynı duruma sahip olan vardır.

Bence İngilizce öğrenmek kesinlikle özgüvenle alakalı. Pedagojik olarak zayıf bilgilere sahip(ki o kişilerin nasıl yeterlilik-formasyon alıp öğretmen olduklarını anlamam) öğretmenlerin, sınıf ortamında doğru bakış açısını yaratamayıp pek çok kişinin özgüvenini o sıralarda kırılmasına neden olduklarını düşünüyorum.

Tabii doğru ortam yaratılamayınca ilkel benliklerimiz nedeniyle kendimize rakip olarak gördüğümüz kişinin yanlışının üzerine basarak yükselmekte bulan çocuk akıllarımız ve birbirimizin özgüvenini itinayla kırdığımız o sıralar. Bunun olmasını önleyemeyen yetersiz hocalar.

Bizde çocuğundan, yetişkinine, yanlış yapılan bir şeyle dalga geçme huyu mevcut. Kim kendisiyle dalga geçilsin ister ki? Hele ki tam kişiliğinin oturmaya başladığı ilkokul sıralarında bununla karşılaşınca kişiler iyice içine kapanıyor. Dil öğrenme konusunda bir özgüvene sahip değilseniz o dili size 1 yılda gösterseler 10 yılda gösterseler, dönüp dolaşıp geleceğiniz yer 0 noktası oluyor.

Burada ilginç bir durumu daha görüyoruz ki o da şudur. Daha çocukluğumuzdan kendimize yaptığımız bu şey aslında bunu yapan olarak bizi de olumsuz etkiliyor. Çünkü kendisine yapılınca, kişi bunu karşı tarafa yapma gereksinimi hissediyor. Çünkü egolarımız böyle işliyor.

Çevrendeki en iyi kadar ya da ondan biraz iyi olabilirsin tezi o kadar doğru ki. Bu bir kısır döngü yaratıyor. Yıllarca aynı dersleri gören ama o şeyi öğrenemeyen bir sürü insan dolu ülkemiz. Kurslara verilen binlerce liralar cabası.

Öğren Unut – Öğren Unut

Hazırlık sınıfındayken bu durumu aşmaya karar verip İngilizceye inanılmaz eğilmiştim. Konuşabilir seviyeye kadar gelmiştim. Sonra bölüme geçince 4 yıl İngilizce adına hiçbir şey görmeyince, kendim de ilgilenmeyince yine unuttum. Son sene yine bir gayret mezun oluyorum öğreneyim diyerek başladım. Yine çok iyi bir seviyeye kadar getirdim. Sonra işe başladım. İşte de 2 yıl boyunca hiç kullanmayınca yine gitti her şey.

Az çok kelime bilgimle biraz Google Translate yardımıyla şimdilerde okuduğumu çok çok az anlayabiliyorum.

Artık Utanıyorum

Google Translate’e her ihtiyaç duyduğumda artık kendimden utanır hale gelmiştim. İnternetteki içeriğin belki %80 İngilizce üretiliyor. Sadece kendi alanımla ilgili neredeyse bütün ana kaynaklar İngilizce. Böyle olunca İngilizce bilmemek bir insanı hayatta 10 – 0 geriletiyor.

Dış dünya fırsatlarla dolu, işler orada bekliyor. Ama dil yeteneğim olmadığı için atılmaya cesaret bile edemiyorum. Bu ne büyük bir kayıp. 28 yaşında kendi şirketini kurmuş bir girişimci için.

Öğrendiğim yazılım dillerini İngilizce Dokümanlarından hemen okuyup anlayamamak, önemli konularda atılmış İngilizce Twitleri okuyamamak, dış basından haber okuyamamak, dünyayı dapdar bir çerçeveden görmekle sonuçlanıyor ve bu gerçekten çok acı.

Ben açıkcası tüm bunlardan utanıyorum.

O yüzden bu dil öğrenme serüvenine yeniden başlamak istedim.

Şimdi Yeniden 1 Kere Daha Ama Son

Bana en iyi gelen öğrenme şekliyle öğrenmeye çalışacağım. O da en baştan başlamak. Alfabesinden başlamak. Biliyorum ya ben bunu diyip geçmeden. Bir kere daha hatırlamak, eksik olanı tamamlamak için sıfırdan başlayacağım. Eminin öğrendikçe bu konuda özgüvenim yerine gelecektir.

Bir Challenge Başlat

Bunun için 6 Aylık bir Challenge başlattım. Bu serüvenin ilerleyişinden de bahsedeceğim sizlere yeri geldikçe. Kelimeler ezberleyecek, konulara çalışacak, yeri geldiğinde okumalar yapacak, yazacak, dinleyecek, konuşacak ve sonunda başaracağım diye düşünüyorum.

Bu işin sonunda beni en çok heyecanlandıran şey bu serinin bitiş yazısını ve sonrasında pek çok yazımı İngilizce blog olarak yazmak istiyorum.

Hadi o zaman başlayalım.


Murat Bilginer
21 Şubat 1992'de doğdum. Endüstri Mühendisi olarak lisansımı 2016 yılında tamamladım. Industryolog Akademi - NGenius oluşumlarının kurucusuyum. Şu anda kendi şirketim Brainy Tech ile Web ve Mobil Geliştirme, AWS, Google Cloud Platform Sistemleri için DevOps, Big Data Analiz ve Görselleştirme hizmetleri sunmakta ve Online Eğitimler vermekteyiz.