Merhabalar Ofiste Bugün takipçileri. Yeni bir konu ile tekrardan birlikteyiz.

Bu yazımda kolay aşkımızdan ve bunun aldıramadığı sonuçları ve ne yapmamız gerektiğinden bahsetmeye çalışacağım.

“Çok heyecanlıyım yeni bir işe, olaya başladım, her şey çok iyi olacak var ya bir halledebilirsem bu mevzuyu kendimi iyi geliştirmiş olacağım. Güzel para kazanacağım. İş görüşmelerinde bana büyük avantaj sağlayacak.”

Herhangi Biri

1 Hafta sonra.

Ahmet/Ayşe nasıl gidiyor başladığın iş?

“Ne yazık ki olacak gibi değil. İlerlemiyor. Bana daha çabuk olacak bir yol lazım 6 ay, 1 sene, 2 yıl, 5 yıl veremem ben sonuç almak için. Bir de çevremde arkadaşlar sürekli ne gerek var ona, onla uğraşılır mı deyip duruyor. Haklılar sanırım yanlış yapıyorum. “

Herhangi Biri

Şu anda çoğumuz üzerinde yukarıdaki yazdığım cümleler döngüye girmiş durumda.

Büyük bir heyecan duyulan işlere başlama. Çok iyi şeyler olacağına inanma. Ama çabuk pes ediş.

Bir önceki yazımızda Başlayabilme Beceresinden bahsetmiştik.

Başlamak bitirmenin yarısı derler ya ben buna inanmıyorum. Başlamak sadece başlamaktır. Hiçbir şeyin ne yarısı ne tamamıdır. Sonuç almak süreklilik ile gerçekleşen bir durumdur.

Peki neler bizi bu yoldan çabuk caydırıyor. Neden süreklilik arz edemiyor işlerimiz?

1 Çevre Etkisi

Yine ilk olarak çevre etkisinden bahsedeceğim. Hiçbir şey yapmayan insanlar ne yazık ki yapanların yaptığı işleri küçümseme işini kendine çoğu zaman görev edinmişlerdir. Çünkü hayatlarının boşluğunu karşısındakine de itina ile göstermek isterler. Ben o kadar boş biriyim ki hiçbir iş yapmıyorum ama senin yapacağın işe de engel olurum modundadırlar. Böyle insanları sağ elimizin tersiyle sağ tarafa doğru itiyoruz.

Çevrenizdeki insanların yaptığınız işlerle alakalı olumsuz yorumlarını dikkate alıp kafaya takarsanız ve bu caydırma operasyonunu yapan çok fazla insan olursa sizde şunu düşünmeye başlarsınız çoğu kişi bunu diyor ben yanlış mı yapıyorum?

Hayır yanlış yapmıyorsun, sadece onlar hiçbir iş yapmıyorlar.  

Açık bir şey söylemem gerekirse boş insanlar çevresindeki insanların bir şeyler yapmasını istemezler. Bana göre en önemli 2 nedeni var 1 haset. 2 sen bir şey yaparsan o da kendini bir şey yapmak zorunda hissedecek olmasından dolayı. Ama onlar konfor alanından asla çıkmak istemiyorlar.

O yüzden enerji emici insanlardan uzak durun.

2 Heyecanın Yitmesi ve Rutin Belası

Büyük bir heyecanla başlanan işlerde eğer farkındalığımız yoksa her zaman ilk günkü heyecanla devam edecek sanma yanılgısına düşeriz. Bu durumda gün geçtikçe rutinleşen işlerin heyecanın yitmesi ile işten kopmamıza neden olur. Öncelikle şunun farkında varmalıyız.

Her işin bir rutini vardır.

Bu rutinin içine sizin yaratıcılığınızla katacağınız soslar o heyecanınızı her zaman ayakta tutabilir. Ama asıl mevzu rutinin keyfini sürmeyi başarabilmektedir. Rutinden keyif alabilirseniz sizi o işten kolay kolay kimse vazgeçiremez. Her işin bir rutini olacak ilk günkü heyecanınızla devam etme imkanınız yok.

Her şeyin bir doyma noktası dolma noktası vardır. Duygularımızında öyle. Marjinal fayda kavramını bilir misiniz? Hani yaz günü böyle spor yapmışsınız çok susamışsınızdır. Bir bardak suyu ilk başta keyifle içersiniz. 2’yi de. Ancak 3. bardak o kadar keyif vermez. O doyum noktasındaki aldığınız son tat o işin marjinal faydasını ifade eder.

Bazı işleri yaparken de pek çok marjinal fayda noktası vardır. O noktadan sonra su içmeye devam ederseniz rahatsız eder artık. İş yapma motivasyonunda da bu durum enerjinin tükenmesi olarak baş gösterir. Çok normal bir noktadasınız sadece sakin kalın su içmekten tamamen vazgeçmeyin. Sadece biraz susayacağınız farklı bir iş yapmaya çalışın.

3 Vizyonsuzluk ve İleri Dönük Net Hedeflerin Konulmaması

Genelde şöyle bir şey görüyorum bir işe başlanırken. İşe girmeme yardımcı olur, biraz çevre edinirim belki vs kısa dönem hedefler. Böyle yüksek vizyona sahip olmayan bakış açısıyla bir işi sürdürmek çok olasılıklı olmuyor, yapılamıyor. Çünkü çevrenize bakıp çevre edinmenin de işe girmenin de o olmadan da olduğunu fark etmeniz çok uzun zaman almıyor.

İleriye dönük net hedefler ve Vizyoner davranış işteki sürekliliğinizi artırır. İlk blog yazımı yazdığımda 2012 de defterime şöyle bir not düşmüşüm düştüğüm notlardan biri sadece. Bir gün kitap da yazacağım. 2012 de koyduğum hedef 2017 de gerçekleşti. Bu işi yapabilmek gerçekten fayda sağlayacak bir iş ortaya koyabilmek için sürekli çalışmam gerektiğinin farkındaydım.

İlerideki gerçekçi bir hedef ayakta tutar. Herkes düşse siz yolunuza bakarsınız.

4 Çabuk Sonuç Alma İsteği

Öğrenciyken bir çok konferansa katılmışınızdır. Gelenlerin %90’ı kendi firma yada kişisel reklamlarını yaparlar. %10’luk bir kesim de bir başarı hikayesi paylaşırlar. Ama hemen hepsi geldikleri son noktayı anlatırlar. Sizde de başarı hikayeleri anlık motivasyonlara neden olur. Bende yapacağım, bende böyle olacağım diye çıkarsınız salondan.

Nerede o salonları hınca hınç dolduran bir çok insan ve başarı hikayeleri neden göremiyoruz. Çünkü başarı denilen şey öyle 15 dakikalık bir Ted konuşmasında anlatıldığı gibi değil. O bir süreç. Zorluklarıyla, güzellikleriyle, yolda kaybedilenle, edinilenle, yapılanla, yapılamayanla, düşmesiyle, kalkmasıyla bir süreç.

Belki o başarı dediğiniz noktaya varmanız 5 yılınızı alacak belki 10. Ama azimle devam ederseniz mutlaka olacak. Başarı hikayelerini gülümseyerek dinleyip geçiyoruz. Başkalarının başarı hikayelerine bu kadar odaklanarak kendi başarı hikayenizi yazmanız çok olası değil zaten.

Çabuk olmayacak, hemen olmayacak ama yaparsanız mutlaka olacak oluyor yani. Nintendo’nun Ceo su bir gecede Pokemon Go dan 20 milyon dolar kazanması sonrasında 1 gecede zengin olmak için 20 yıl çalıştım diye bir cümle kurmuştu.

Herkesin dilinde bir anı yaşamaktır gidiyor.

Anı yaşamak eğlence anında güzel de, sonuç almayı beklediğiniz işlerde tam bir baş belası oluyor. İnsan motive olmaya ihtiyaç duyuyor bunu da ancak sonuç alırsa hissedebiliyor. Çalıştım, çalıştım, çalıştım sonuç yok ortada o zaman otomatikman düşüyoruz.

İşte buda bahsettiğim manadaki anı yaşama isteğinden kaynaklanıyor.

Bir gün bunu fark ettiğimde şöyle bir konu üzerine çalışıyordum. Yazılımda bir konu var, yeni bir teknoloji öğrenmek istiyorum. Sadece 1 hafta başlayamadan kurulumuydu hatalarıydı vs bunlarla uğraşmak zorunda kalmıştım. Birden bırakıyorum ya dedim. Bu ne böyle. Sonra biraz zaman geçince bir kendime geldim. Evet şu anda bir sonuç alamamış gibi görünüyorsun. Belki 1 ay boyuna tam olarak sonuç alamayacaksın ama 1 ayın sonunda başarırsan her şey çok başka olacak. Şu anda olana odaklanma 1 ay sonrayı düşün diyerek kendi kendimi yeniden motive etmiştim. Tamda dediğim gibi olmuştu. Sabrınızı artıracak bir anahtar size.

Şu anda sonuç alamayabilirsiniz ama tüm emekleriniz birikimli olarak ileride bir zamanda sonuç verecek.

Sonuçta her tepkimenin bir eşik değeri vardır. Oraya gelmeden gerçekleşmiyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.


Murat Bilginer
21 Şubat 1992'de doğdum. Endüstri Mühendisi olarak lisansımı 2016 yılında tamamladım. Industryolog Akademi - NGenius oluşumlarının kurucusuyum. Şu anda kendi şirketim Brainy Tech ile Web ve Mobil Geliştirme, AWS, Google Cloud Platform Sistemleri için DevOps, Big Data Analiz ve Görselleştirme hizmetleri sunmakta ve Online Eğitimler vermekteyiz.