Selamlar, bu yazımda GS iğnesine başlama kararımızı ve Oly’de bu süreçte nelere dikkat ediyor, neler yapıyoruz, bunları anlatmaya çalışacağım.
Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi, veterinerimiz Musa Bey GS iğnesi ile ilgili bizi bilgilendirmişti ve bir karar verip geri dönüş yapacağımızı söyleyip eve dönmüştük. O yazımı okumadıysanız aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Eve geldikten sonra biraz iğne ile ilgili araştırma yaptık. Bilirsiniz ki sosyal medyada birkaç kere bir içerikle ilgili bir şeyler okuyunca ya da izleyince, benzer içerikler size çıkmaya başlıyor. Biz de FIP’li kediler ve iyileşme süreçleriyle ilgili içerikler okuyup videolar izliyorduk. Bu videolarda genelde çok geç kalınmamış FIP’li kedilerde GS iğnesinin büyük oranda başarılı olduğunu gördük ve okuduk. Ayrıca bu iğnenin başlanması halinde bir zararı ya da yan etkisi olmadığı bilgisi de içimizi rahatlattı.
FIP, bağışıklığın zayıflamasıyla ortaya çıkan ve atağa geçen bir viral hastalık olduğu için, GS iğnesi bağışıklığı desteklediğinden sorun yaratacak bir durum gözükmüyordu. Veterinerimizin beyanları da bu yöndeydi.
Musa Bey bize şöyle demişti: “Biz bugün GS iğnesine başlayalım, çocuğun eğer PCR testinden negatif bir sonuç çıkarsa tedavi sürecini sonlandırır, hastalığı ne ise onun tedavisine yoğunlaşırız.” Bu anlatım ve yaklaşım bizim aklımıza yatmıştı.
İlk GS Uygulaması ve Klinik Süreci
O gün karar verdik ve akşam üzeri ilk iğnesini vurdurmak üzere klinikteydik.
GS iğnesi yasal olarak onaylı bir iğne değil. O yüzden iğneyi dışarıdan temin etmeniz gerekiyor. Bunlarla ilgili de bize bilgiler verdiler. Ancak hâlâ veterinerlerimizden “şu kadar ücret alacağız” gibi cümleler duymamıştık. Başlangıç olarak odaklandıkları şey tanının konması ve Oly’e iyi gelecek şeyin uygulanmasıydı. Bu durum içimizi bir miktar daha rahatlattı.
Çünkü veterinerler hakkında arkadaşlarımızdan duyduklarımız tam tersi yöndeydi. Hatta bu 84 günlük süreçte “İğnesini nasıl yapabiliriz, biz kendimiz yapabilir miyiz?” diye sorduğumuzda, “Siz buraya her gün getirirseniz biz bunu seve seve yaparız. Normalde iğne yapma ücreti standart olarak 250 TL’dir ancak sizden günlük cüzi bir miktar alırız, sizi üzmeyiz. Zaten bu yolculukta epey bir maddi yükünüz oluşacak.” dediler. Hâlâ bir yerlerde iyi insanlar var 🙂
Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi, başka bir hasta ve melek olan kedi dostumuzdan kalan GS iğnesi bize 3 gün yetecek gibiydi. Bu kalan ilacı uygulamaya karar verdik.
GS-441524 Dozaj Bilgileri
GS iğnesi (etken maddesi GS-441524) FIP tedavisinde kilo başına mg cinsinden dozla uygulanır ve doz, FIP’in türüne ve şiddetine göre değişir. İşte en yaygın kullanılan doz aralıkları:
🐾 GS-441524 İğne Dozları (Subkutan Enjeksiyon)
FIP Türü | Doz (mg/kg/gün) | Açıklama |
---|---|---|
Islak (effusive) FIP | 4–6 mg/kg | En sık uygulanan tür |
Kuru (non-effusive) FIP | 6–8 mg/kg | Nörolojik veya göz bulgusu yoksa |
Nörolojik FIP | 8–10 mg/kg | Beyin/omurilik tutulumu varsa |
Göz tutulumu olan FIP | 7–10 mg/kg | Retina, iris, vb. etkilenmişse |
Nörolojik + Göz Kombinasyonu | 10–12 mg/kg | En yüksek doz gerekir |
💉 Uygulama Şekli ve Süresi
- Günde 1 kez subkutan (deri altı) iğne
- Toplam tedavi süresi: Genellikle 84 gün (12 hafta)
- Her gün aynı saatte uygulanması önemlidir
🧮 Doz Hesabı Örneği
Kediniz 3.5 kg ve kuru FIP geçiriyorsa:
- 6 mg/kg doz kullanacaksanız:
3.5 kg × 6 mg = 21 mg GS dozu
- Şişedeki GS’in konsantrasyonu örneğin 20 mg/ml ise:
21 mg ÷ 20 mg/ml = 1.05 ml enjekte edilir
⚠️ Konsantrasyon markadan markaya farklılık gösterir (örneğin 15 mg/ml, 20 mg/ml gibi). Hesap buna göre yapılmalıdır.
Oly daha 4 aylık ve vücudunda tahmini birikmiş sıvı göz ardı edildiğinde sadece 1.1 kg’dı. Bu yüzden 0.5 ml enjekte etmeye karar verdiler.
Kapsül Sorusu ve İğne Tercihi
Farklı kişilerden ve kaynaklardan GS ilacının kapsül formunun da olduğunu duymuştuk. Oly daha çok küçük, “İğne ile vermeyin, kapsülle verin.” diyenler de olmuştu. Bunu veterinerimize danıştığımızda, “Kapsülle sonuç alabildiğimiz hiçbir kedi olmadı ama iğne ile çok daha etkili sonuçlar gördük.” dedi. Hatta bir başka veterinerimiz Abbas Bey bir vitamin ismi söyledi ve “Bunu verelim, daha etkili olma şansı olur.” şeklinde etkileyici bir ironi yaptı. İğne konusunda ikna olmuştuk.
İlk İğne Deneyimi ve Oly’nin Tepkisi
Oly ilk iğnesini oldu.
Bu iğne yapılırken kedi dostlarımızın canı biraz yanıyormuş. Bunu zaten enjeksiyon işlemi sırasında kedinin acı miyavlamasından ve anlık bir saldırgan tavır göstermesinden anlayabiliyorsunuz. Ancak çok kısa sürede normale dönüyor. Bu acı durumu ve saldırganlık devam etmiyor. GS iğnesi, kediler üzerinde diğer aşı iğneleri gibi etkiler yapmıyor. Oly normal gündelik yaşantısına devam ediyor.
İlk iğnesini olur olmaz tabii bir umutla “Karnındaki şişlik inecek mi acaba?” diye gözlemlemeye başlıyorsunuz. Ama bu öyle kısa sürede olmayacak. Hatta tam olarak sıvının emilip vücuttan idrarla atılması mümkün olmuyormuş. Veterinerimizin bize söylediğine göre, bir süre sonra iğnenin de biraz etkisiyle sıvı daha jölemsi bir kıvam alıyor ve bunun bir enjektör yardımıyla kontrollü şekilde boşaltılması gerekiyor.
Tabii biz yine de “Acaba biraz daha indi mi şişliği?” diye her gün heyecanla gözlem yapıyor, elimizle kontrol ediyoruz.
Günlük Takip: Beslenme, Su, Tuvalet
Bu süreçte en dikkat etmemiz gereken konular kedimizin iştahı ve yeme-içme düzeni. Bu hastalığın en saldırgan olduğu zamanlar, kedinin iştahtan kesilip zayıflamaya başladığı zamanlar oluyormuş. O yüzden yemek yemesi çok kıymetli. Suyunu düzenli içmesi ve tuvalet düzeni çok değerli.
Biz, kuru mama yemekte zorlanırsa diye veterinerimizden bir konserve kutusu yaş mama ve şırınga aldık. En zor durumda şırınga ile kendimiz beslemeye gayret edecektik.
Oly’nin iştahı çok fazla kesilmedi ancak şöyle bir durum var: Mevcut durumundan kaynaklı olarak yemek yemeye gitme ve belki hatırlama konusunda isteksiz davranıyor. Biz 2-3 saatte bir kendimiz mama kabına götürüyoruz ya da bir mama kabını yakınında bulunduruyoruz. Gördüğü anda hemen yemeye başlıyor. Şu anda gün aşırı 2 çorba kaşığı kuru mamasından tüketiyor ve bir kaşık da yaş mamadan yedirmeye çalışıyoruz.
Su tüketimi hâlâ iyi. Oly, bardaktan keyifle su içmek gibi bir aktivite bulduğundan artık yakınlarında bir bardak su bulunduruyoruz ve bunu taze tutmaya çalışıyoruz. Canı nasıl isterse öyle içiyor. Bazen su kabına, bazen bardağa gidiyor. “Queen’e bu dönemde karışmıyor, yeter ki yesin yeter ki içsin” modundayız. Avucumdan yedirip içireceğim, gerekirse. 🙂
Oyun İsteği ve Enerji
Bir diğer konumuz oyun isteği. Kapı gıcırtısına oynamaya gelen kedimizin artık oyun oynamakla ilgili isteği neredeyse sıfır, hatta eksilerde diyebiliriz. Bu durum ilk iğneyle beraber hızlıca değişir mi acaba diye bekledik ama ne yazık ki durumu hâlâ aynı.
Normalde Oly bu kablo sallandığı sürece onunla enerjisi tükenene kadar oynardı. Artık sadece ilk gördüğünde bir hamle yapıyor ve hepsi bu kadar. Daha sonrası yok. Evin ortasında topu, tırmanma tahtası ve oyuncakları duruyor; bir tanesinin bile yüzüne bakmıyor. Oynama isteği geri geldiğinde ve onu tekrar o haliyle gördüğümüzde sanırım gözler bir miktar buğulanacak. Özledik çünkü.
İlk Üç Günlük Süreç ve Devamı
Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri boyunca Oly 3 gün daha iğnesini olmuştu.
PCR testi için tekrardan sıvı alımı ve Pazartesi günü Hayvan Hastanesi’nde tekrardan kontrolde yaşadıklarımızı bir sonraki yazımda yazıyor olacağım.
Umarım Garfield’ımızın sağlıklı olduğu günleri de görüp, bu anları hatırlayıp sadece güleceğimiz zamanlar gelir.
